ÇAKRALAR - CHAKRA NEDİR?
• ÇAKRA NEDİR ? •
• Çakra canlıların vücudunda bulunan enerji merkezleridir.
• Çakralar üzerinde bir oynama yapılmadığı sürece pozitif enerji ile çalışır.
• Çakralar negatif düşünceler ve saldırılar yoluyla kirlenir ve dolayısıyla normalde olduğu kadar iyi çalışmaz.
• Çakralar bir insanın hayati organları gibidir ve bunun ruhtaki halidir.
• Kök çakra kuyruk sokumu'nun dibinde yer alır ve tüm fiziksel bedenin enerji kaynağıdır.
Bu çakranın elementi topraktır. Dünya ile ve toprak anayla olan bağlantımızı simgeler.
• Tıpkı gezegenimizin çekirdeğinden fışkıran enerjinin kırmızı olduğu gibi bu çakranın da rengi kırmızıdır. Bedende Böbrek üstü bezleriyle ilişkilidir.
• Bizi dünyaya bağladığı için fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusu verir.(Düzgün çalışıyorsa)
• Para durumumuz, bolluk ya da kıtlık bilincimiz, kendimizi dünyaya aitmiş gibi hissedip
hissetmeme duygumuz yine bu çakrayla ilintilidir.
• İkinci çakra göbek deliğinin 2-3 cm aşağısında bulunur. Rengi açık turuncudur.
• Başkalarıyla özellikle de karşı cinsle olan ilişkilerimiz ve yaratıcı yeteneklerimiz hep
ikinci çakranın işlevleri arasındadır.
• İkinci çakranın elementi sudur. Bildiğimiz gibi su elementi birçok yaşam formu için
hayat kaynağıdır. İkinci çakranın düzgün çalışması tıpkı su gibi duygularımızı temizler
ve saflaştırır.
• İkinci çakra açık olduğunda duygularımızı kolaylıkla ifade ederiz ve içimizden akan
yaratıcılık yaşantımızın her alanında harikalar yaratır.
• İkinci çakra fiziksel bedende cinsel organlarla bağlantılıdır. Cinselliğe karşı aşırı
bağımlılık geliştirdiğimizde, anormal bir şekilde kullandığımızda bu çakrada
blokajlar yaratırız. Bu da bedende cinsel organlarda ya da üreme sisteminde sorun
olarak tezahür eder.
• İkinci çakra dengeli ve düzenli çalıştığında ise insan başkalarına karşı duygusal
olarak kendini açar özellikle de karşı cinse doğal davranır. İnsanoğlu cinselliğin
sadece fiziksel bir rahatlama ve üreme ihtiyacından kaynaklandığını sanır. Oysaki
cinsellik sadece bundan ibaret değildir. Cinselliğin kutsal bir yönü daha vardır. Her
şeyden önce doğa, dişil ve eril enerjilerin bitmek bilmeyen yaratılış dansı yaptıkları bir
oyun alanıdır.
• Üçüncü çakra, bir diğer adıyla güneş sinir ağı çakrası, güneşimizi yani güç
merkezimizi simgeler. Fiziksel bedenimiz için son derece önemli olan güneş enerjisini
üçüncü çakra sayesinde vücudumuza alırız.Üçüncü çakranın rengi tıpkı güneş gibi
sarı ve elementi de ateştir.
• Ateş, ışığı ve enerjiyi temsil eder. Ruhsal düzeyde de saflaşmayı gösterir.
Üçüncü çakranın düzenli çalışması insan hayatı için oldukça önemlidir. Üçüncü
çakranın en önemli görevi, yaratıcı enerjiyi kontrol ederek düşük çakraların arzularını
ve isteklerini saflaştırmaktır. Üçüncü çakra açıldığında kendimizi aydınlanmış ve neşe
dolu hissederiz. Engellendiğinde ise kasvetli ve dengesiz hissederiz.
•Eğer üçüncü göz çakrası ve tepe çakrası da açık ise uyumlu çalışan bu çakra
varlığında etrafımızdaki maddelerin ötesini görmeye başlarız. Tüm görünen maddenin
aslında değişik ışık titreşimlerinden oluştuğunu fark ederiz.
•Bolluk bizim doğuştan gelen hakkımızdır. Bolluk bizim ilahi mirasımızdır. Sadece
bunun farkındalığına varmak bile insanın istediği her türlü iç ve dış zenginliğe sahip
olması için yeterlidir.
• Vücutta iki göğsün arasındaki bölgede yer alır. Rengi sevginin rengi olan pembe ve
şifanın rengi olan yeşildir. Elementi ise havadır.
• Psişik merkezlerin en önemlisi olarak kabul edilir. Bazı Yoga ve Kabala ekolleri ve
sufizme göre insanın kalbi bireysel evrenin merkezidir. Çünkü Ruh'un yeri burasıdır.
İnsanın kendi yüksek benliğinin merkezidir. Bazen kendimizden bahsederken, "ben"
derken elimizi iki göğsümüzün arasına koyarız. Bu hareket içgüdüseldir.
• Bu çakra en derin duyguların; sevgi, şefkat, merhametin merkezidir. Kalp çakrası iyi
çalışan bir insan çevresindeki tüm varlıklara, insanlara, hayvanlara karşı koşulsuz bir
sevgi duyar. Ruhundan sevgi taşar. Açık ve düzgün çalışan bir kalp çakrasının
enerjisi çok güçlü olduğu için aktif bir kalp çakrası insana sağlam şifacılık özellikleri
verir. En güçlü şifacılar kalp çakrası iyi çalışanlar arasından çıkar.
• Dokunma duyumuz da bu çakranın etkisindedir. Sürekli dokunulan hasta bebeklerin
hayata döndüğünü gözlenmiştir. Bu sayede dokunmanın fiziksel temastan çok ötede
aslında mucizeler yarattığı anlaşılmıştır. Dokunarak sevgi ve enerji aktarımı yapılır.
Kalp çakrası açık olan insanlar da dokunmayı çok severler ve çevrelerindeki
insanlarla iletişim kurarken sürekli dokunurlar.
Yaşamında sevgi eksikliği olan insanlar zamanla birtakım bağımlılıklar geliştirirler.
Bağımlılıkları olan insanların en büyük ortak noktası, kalp çakralarında blokajlar
bulundurmalarıdır.
• Beşinci çakramız vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Rengi mavi,
elementi esirdir.
• Boğaz çakrası ifade merkezidir. Konuşma yeteneğimizi, düşüncelerimizi ve
duygularımızı net bir şekilde ifade yeteneğimiz bu çakranın fonksiyonları arasındadır.
• Bir insanın kendisini doğru ve açık biçimde ifade edebilmesi ancak düzgün çalışan
beşinci çakra ile mümkündür. Eğer beşinci çakrada herhangi bir enerji dengesizliği ya
da tıkanıklık varsa kişi kendini ifade etme konusunda yetersiz özellikler sergiler.
• Çocukken duygu ve düşüncelerinin ifade edilmesine izin verilmeyen ve kendisine söz
hakkı tanınmayan bir insan büyüdüğü zaman kekeleme sorunu yaşayabilir ya da
yalan söyleme alışkanlığı geliştirebilir. Bunlar insan daha dünyasal yaşama daha yeni
yeni göz kırparken boğaz çakrasında oluşan blokajlardan kaynaklanır.
• Düzgün çalışan bir boğaz çakrası varlığında ise konuşmanız yaratıcı ve renkli olur.
Kendimizi çok kolay ifade ederiz.
• Eğer bu konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız beşinci çakranızda bir enerji blokajı
var demektir. Vücutta tiroit bezi bu çakra ile ilgilidir. Tiroit bezi vücudun gelişmesinde
ve metabolizma üzerinde önemli bir rol oynar. Bedensel şeklimizi koruyabilmek yine
bu çakranın sağlıklı olmasına bağlıdır.
• İçsel işitme duyusu da beşinci çakraya aittir. Beşinci çakranın düzgün çalışması bize iç sesimizi duyabilme yetisini verir. Bu şekilde yaşam amacımızı keşfedip kendi misyonumuzu gerçekleştirmeye koyuluruz.
• Çakralar arasında en çok bilinenidir. Halk arasında üçüncü göz ya da kalp gözü
olarak adlandırılır. Alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Altıncı çakranın rengi
çivit mavisi, elementi prana'dır.
• Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu çakradır. Üçüncü
göz çakrası iyi çalışan insanların 6. hisleri çok güçlü olur. Ayrıca duru görü yeteneğine
de sahip olabilirler. Gelecekten haber verebilirler. Bu çakra diğer çakralarla birlikte
uyumlu çalıştığında insan auraları ve farklı boyutları algılayabilecek duruma gelir.
Sezgi ve iç görü artar. Bu sayede kainatta maddi yaratılışın dışında sayısız dünyalar
ve bunlarda yaşayan birçok yaşam şekli olduğunu fark etmeye başlarız.
• Dahilik de güçlü bir altıncı çakra ile ilintilidir. Altıncı çakranın kontrollü biçimde uyarılması ile zihin aktifleşir ve gelişmiş entellektüel yetenekler kendini göstermeye başlar.
• Bu çakranın kontrol ettiği içsalgı bezi hipofizdir. Hipofiz tüm endokrin sisteminin en
temel salgı bezidir. Hatta diğer salgı bezlerinin patronudur da diyebiliriz; diğer salgı
bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Tüm bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir
sorun olmaması gerekir.
• Yedinci çakranın bir diğer adı da başın en üst kısmında bulunduğu için tepe çakrası
ya da taç çakrasıdır. Açıldığında gökkuşağının tüm renkleriyle parlar fakat en baskın
rengi görünür elektromanyetik tayfın en yüksek frekanslı rengi olan mordur. Elementi de mabattır.
• Bu nokta bebeklerde bıngıldak dediğimiz yerdedir. Bıngıldak 9-24 ayda açık kalır. Bu
yüzden insanlar olarak bölünmemiş birliğin farkındalığına bebekken yüzde yüz
sahipken, büyüdükçe bu farkındalığımız bozulur ve ayrılık bilinci başlar.
• Frekansı en yüksek olan çakra tepe çakrasıdır. Dolayısıyla tepe çakrası en yüksek
insan mükemmelliğinin kaynağıdır. Tepe çakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Taç
çakra açıldığında insan geçmişi, şimdiyi ve geleceği görebilir.
• Evrensel enerjiyi yedinci çakrayla alırız. Bu yüzden bu çakra tamamen açılırsa diğer
çakralarımız da taç çakradan giren enerjiyle desteklenir ve tüm tıkanıklıklar çözülür.
Tepe çakra vücutta epifiz beziyle bağlantılıdır. Epifiz insan bedenindeki en gizemli
salgı bezidir.
• Bilim adamları epifiz bezinin vücuttaki tam işlevinin ne olduğunu açıklayamamıştır
ama vücudun doğal dengesinin korunmasında önemli bir role sahip olduğu
bilinmektedir.
• Düzgün çalışmayan yedinci çakra korkular, kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu
verir. Yine yaşamda kendini amaçsız ve boş hissetme ve kendini gerçekleştirememe
de düzensiz çalışan bir tepe karasıyla ilintilidir.
• KÖK ÇAKRA •
Bu çakranın elementi topraktır. Dünya ile ve toprak anayla olan bağlantımızı simgeler.
• Tıpkı gezegenimizin çekirdeğinden fışkıran enerjinin kırmızı olduğu gibi bu çakranın da rengi kırmızıdır. Bedende Böbrek üstü bezleriyle ilişkilidir.
• Bizi dünyaya bağladığı için fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusu verir.(Düzgün çalışıyorsa)
• Para durumumuz, bolluk ya da kıtlık bilincimiz, kendimizi dünyaya aitmiş gibi hissedip
hissetmeme duygumuz yine bu çakrayla ilintilidir.
• SAKRAL ÇAKRA •
• Başkalarıyla özellikle de karşı cinsle olan ilişkilerimiz ve yaratıcı yeteneklerimiz hep
ikinci çakranın işlevleri arasındadır.
• İkinci çakranın elementi sudur. Bildiğimiz gibi su elementi birçok yaşam formu için
hayat kaynağıdır. İkinci çakranın düzgün çalışması tıpkı su gibi duygularımızı temizler
ve saflaştırır.
• İkinci çakra açık olduğunda duygularımızı kolaylıkla ifade ederiz ve içimizden akan
yaratıcılık yaşantımızın her alanında harikalar yaratır.
• İkinci çakra fiziksel bedende cinsel organlarla bağlantılıdır. Cinselliğe karşı aşırı
bağımlılık geliştirdiğimizde, anormal bir şekilde kullandığımızda bu çakrada
blokajlar yaratırız. Bu da bedende cinsel organlarda ya da üreme sisteminde sorun
olarak tezahür eder.
• İkinci çakra dengeli ve düzenli çalıştığında ise insan başkalarına karşı duygusal
olarak kendini açar özellikle de karşı cinse doğal davranır. İnsanoğlu cinselliğin
sadece fiziksel bir rahatlama ve üreme ihtiyacından kaynaklandığını sanır. Oysaki
cinsellik sadece bundan ibaret değildir. Cinselliğin kutsal bir yönü daha vardır. Her
şeyden önce doğa, dişil ve eril enerjilerin bitmek bilmeyen yaratılış dansı yaptıkları bir
oyun alanıdır.
• SOLAR PLEXSUS ÇAKRA •
merkezimizi simgeler. Fiziksel bedenimiz için son derece önemli olan güneş enerjisini
üçüncü çakra sayesinde vücudumuza alırız.Üçüncü çakranın rengi tıpkı güneş gibi
sarı ve elementi de ateştir.
• Ateş, ışığı ve enerjiyi temsil eder. Ruhsal düzeyde de saflaşmayı gösterir.
Üçüncü çakranın düzenli çalışması insan hayatı için oldukça önemlidir. Üçüncü
çakranın en önemli görevi, yaratıcı enerjiyi kontrol ederek düşük çakraların arzularını
ve isteklerini saflaştırmaktır. Üçüncü çakra açıldığında kendimizi aydınlanmış ve neşe
dolu hissederiz. Engellendiğinde ise kasvetli ve dengesiz hissederiz.
•Eğer üçüncü göz çakrası ve tepe çakrası da açık ise uyumlu çalışan bu çakra
varlığında etrafımızdaki maddelerin ötesini görmeye başlarız. Tüm görünen maddenin
aslında değişik ışık titreşimlerinden oluştuğunu fark ederiz.
•Bolluk bizim doğuştan gelen hakkımızdır. Bolluk bizim ilahi mirasımızdır. Sadece
bunun farkındalığına varmak bile insanın istediği her türlü iç ve dış zenginliğe sahip
olması için yeterlidir.
• KALP ÇAKRASI •
şifanın rengi olan yeşildir. Elementi ise havadır.
• Psişik merkezlerin en önemlisi olarak kabul edilir. Bazı Yoga ve Kabala ekolleri ve
sufizme göre insanın kalbi bireysel evrenin merkezidir. Çünkü Ruh'un yeri burasıdır.
İnsanın kendi yüksek benliğinin merkezidir. Bazen kendimizden bahsederken, "ben"
derken elimizi iki göğsümüzün arasına koyarız. Bu hareket içgüdüseldir.
• Bu çakra en derin duyguların; sevgi, şefkat, merhametin merkezidir. Kalp çakrası iyi
çalışan bir insan çevresindeki tüm varlıklara, insanlara, hayvanlara karşı koşulsuz bir
sevgi duyar. Ruhundan sevgi taşar. Açık ve düzgün çalışan bir kalp çakrasının
enerjisi çok güçlü olduğu için aktif bir kalp çakrası insana sağlam şifacılık özellikleri
verir. En güçlü şifacılar kalp çakrası iyi çalışanlar arasından çıkar.
• Dokunma duyumuz da bu çakranın etkisindedir. Sürekli dokunulan hasta bebeklerin
hayata döndüğünü gözlenmiştir. Bu sayede dokunmanın fiziksel temastan çok ötede
aslında mucizeler yarattığı anlaşılmıştır. Dokunarak sevgi ve enerji aktarımı yapılır.
Kalp çakrası açık olan insanlar da dokunmayı çok severler ve çevrelerindeki
insanlarla iletişim kurarken sürekli dokunurlar.
Yaşamında sevgi eksikliği olan insanlar zamanla birtakım bağımlılıklar geliştirirler.
Bağımlılıkları olan insanların en büyük ortak noktası, kalp çakralarında blokajlar
bulundurmalarıdır.
• BOĞAZ ÇAKRASI •
• Beşinci çakramız vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Rengi mavi,
elementi esirdir.
• Boğaz çakrası ifade merkezidir. Konuşma yeteneğimizi, düşüncelerimizi ve
duygularımızı net bir şekilde ifade yeteneğimiz bu çakranın fonksiyonları arasındadır.
• Bir insanın kendisini doğru ve açık biçimde ifade edebilmesi ancak düzgün çalışan
beşinci çakra ile mümkündür. Eğer beşinci çakrada herhangi bir enerji dengesizliği ya
da tıkanıklık varsa kişi kendini ifade etme konusunda yetersiz özellikler sergiler.
• Çocukken duygu ve düşüncelerinin ifade edilmesine izin verilmeyen ve kendisine söz
hakkı tanınmayan bir insan büyüdüğü zaman kekeleme sorunu yaşayabilir ya da
yalan söyleme alışkanlığı geliştirebilir. Bunlar insan daha dünyasal yaşama daha yeni
yeni göz kırparken boğaz çakrasında oluşan blokajlardan kaynaklanır.
• Düzgün çalışan bir boğaz çakrası varlığında ise konuşmanız yaratıcı ve renkli olur.
Kendimizi çok kolay ifade ederiz.
• Eğer bu konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız beşinci çakranızda bir enerji blokajı
var demektir. Vücutta tiroit bezi bu çakra ile ilgilidir. Tiroit bezi vücudun gelişmesinde
ve metabolizma üzerinde önemli bir rol oynar. Bedensel şeklimizi koruyabilmek yine
bu çakranın sağlıklı olmasına bağlıdır.
• İçsel işitme duyusu da beşinci çakraya aittir. Beşinci çakranın düzgün çalışması bize iç sesimizi duyabilme yetisini verir. Bu şekilde yaşam amacımızı keşfedip kendi misyonumuzu gerçekleştirmeye koyuluruz.
• Baş Çakra( Üçüncü Göz ) •
olarak adlandırılır. Alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Altıncı çakranın rengi
çivit mavisi, elementi prana'dır.
• Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu çakradır. Üçüncü
göz çakrası iyi çalışan insanların 6. hisleri çok güçlü olur. Ayrıca duru görü yeteneğine
de sahip olabilirler. Gelecekten haber verebilirler. Bu çakra diğer çakralarla birlikte
uyumlu çalıştığında insan auraları ve farklı boyutları algılayabilecek duruma gelir.
Sezgi ve iç görü artar. Bu sayede kainatta maddi yaratılışın dışında sayısız dünyalar
ve bunlarda yaşayan birçok yaşam şekli olduğunu fark etmeye başlarız.
• Dahilik de güçlü bir altıncı çakra ile ilintilidir. Altıncı çakranın kontrollü biçimde uyarılması ile zihin aktifleşir ve gelişmiş entellektüel yetenekler kendini göstermeye başlar.
• Bu çakranın kontrol ettiği içsalgı bezi hipofizdir. Hipofiz tüm endokrin sisteminin en
temel salgı bezidir. Hatta diğer salgı bezlerinin patronudur da diyebiliriz; diğer salgı
bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Tüm bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir
sorun olmaması gerekir.
• TAÇ ÇAKRASI(TEPE ÇAKRA) •
• Yedinci çakranın bir diğer adı da başın en üst kısmında bulunduğu için tepe çakrası
ya da taç çakrasıdır. Açıldığında gökkuşağının tüm renkleriyle parlar fakat en baskın
rengi görünür elektromanyetik tayfın en yüksek frekanslı rengi olan mordur. Elementi de mabattır.
• Bu nokta bebeklerde bıngıldak dediğimiz yerdedir. Bıngıldak 9-24 ayda açık kalır. Bu
yüzden insanlar olarak bölünmemiş birliğin farkındalığına bebekken yüzde yüz
sahipken, büyüdükçe bu farkındalığımız bozulur ve ayrılık bilinci başlar.
• Frekansı en yüksek olan çakra tepe çakrasıdır. Dolayısıyla tepe çakrası en yüksek
insan mükemmelliğinin kaynağıdır. Tepe çakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Taç
çakra açıldığında insan geçmişi, şimdiyi ve geleceği görebilir.
• Evrensel enerjiyi yedinci çakrayla alırız. Bu yüzden bu çakra tamamen açılırsa diğer
çakralarımız da taç çakradan giren enerjiyle desteklenir ve tüm tıkanıklıklar çözülür.
Tepe çakra vücutta epifiz beziyle bağlantılıdır. Epifiz insan bedenindeki en gizemli
salgı bezidir.
• Bilim adamları epifiz bezinin vücuttaki tam işlevinin ne olduğunu açıklayamamıştır
ama vücudun doğal dengesinin korunmasında önemli bir role sahip olduğu
bilinmektedir.
• Düzgün çalışmayan yedinci çakra korkular, kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu
verir. Yine yaşamda kendini amaçsız ve boş hissetme ve kendini gerçekleştirememe
de düzensiz çalışan bir tepe karasıyla ilintilidir.
Sycrewen
Yorumlar
Yorum Gönder